ÇAĞLAYANCERİT CEVİZİ DÜNYADA 1 NUMARA
-----------

1.12.2009

ÇAĞLAYANCERİT HAKKINDA



ÇAĞLAYANCERİT HAKKINDA

Çağlıyancerit, Kahramanmaraş’ın bir ilçesidir. Kahramanmaraş’a 70 km kuzeydoğusunda yer alır. Kuzeyinde Nurhak, güneyinde pazarcık, doğusunda Adıyaman Gölbaşı yer alır. Ulaşım genellikle Kahramanmaraş’tan hareket edildiğinde, Narlı, Pazarcık istikametinden Adıyaman istikametine doğru Gölbaşına 30 km kala batıya doğru dönülerek 30 km sonra merkeze varılır.İlçe ile Kahramanmaraş arası 110 km dir. Trenle ulaşım, Pazarcık’tan sonra Söğütlü durağında karayolu ile kesişir. Buradan itibaren kara yolu ile 20 km dir.

İlçede ayrıcalıklı bir ağaç türü olan Sedir(kamalak) ağacı Engizek ve Öksüzdağı’nda yetişir.Çok büyük ve yaşlı türleri vardır.Bunların dışında meşe, çınar, karaçam ve kızılçamda yetişir. İlçenin rakımı ortalama 1150 metre olup, yüksek dağlara çıkıldıkça 1500 metreye kadar ulaşır. Engizek dağının yüksek kesimlerinde yaylalar ve otlak alanları verdır.İlçenin içinden Aksu ve Göksu çayları geçmektedir.

İlçenin ilk kuruluşu bu günkü ilçe merkezinin kuzeyinde bulunan pamuk denilen yerdir.İlçenin adının Orta Asya’dan gelen Cerid Aşiretinden geldiği ve bu adla tanındığını söyleyebiliriz. “Çağlayan” tabirinin ise sularının çokluğuna dayanarak kullanıldığı olasılığı kuvvetli bir ihtimaldir.

İlçeye bağlı Küçükcerit Köyünde ortaya çıkan mozaik kalıntıları, yörede yerleşimin M.S. 3-4. yüzyıla dayandığını göstermektedir. Dağlık bir alanda kurulan Çağlayancerit, Elbistan-Pazarcık arasındaki eski tarihi yola hakim konumdadır. Bu yol, Anadolu’dan Suriye ve Irak’a giden en işlek yolun en bilinmeyen kısmıdır. Elbistan- Nurhak, yakınlarındaki Akça Derbent eski zamanlardan beri bilinen ünlü bir geçittir.Bölgede Roma döneminin hüküm sürdüğü sanılmaktadır. İlçenin Aksu Mahallesi Kısık mevkisinde yol yapımı esnasında ortaya çıkan su kanalının Roma döneminden kaldığı sanılmaktadır. Bu su kanalıyla tarihi bir şehir olan “Göynük”e su götürülmüştür. Taş ve bir tür kirecin kullanıldığı su kanalı boyunca yapılacak kazı çalışması bizi kesin ve daha doyurucu bilgilere ulaştıracaktır.

Bölgede Ermenilerin de yaşadığı “özellikle şimdiki Bozlar kasabasında”, bilinmektedir. 13.yüzyılda Göynük Kalesini Ermeniler ele geçirmiştir.

İlçemiz ekonomisi ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılık üzerine dayalıdır. Bunun yanında meyvecilik, arıcılık, ticaret ve taşımacılık da diğer geçim kaynaklarıdır. İlçemiz hayvan varlığı istenilen seviyede değildir. Halkın ekonomik durumu, arazi şartları, pazarlama sorunu ve girdilerdeki yüksek maliyet gibi faktörler hayvancılığın gelişmesini engellemektedir.

ÇAĞLAYANCERİT'İN NÜFUS DURUMU

31 Aralık 2007 itibari ile ADNKS Sayımı sonuçlarına göre ilçe nüfusu 13.500 Erkek, 13.346 Kadın olmak üzere toplam 26.846 dır. Bu nüfusun 12.454? ü ilçe merkezinde, 14.392' si ise beldeler ve köylerde yaşamaktadır. Beldeler ve köylerin nüfus durumları şöyledir.

KÖY (BELDE) ADI : NÜFUSU :

Bozlar (B) 2.168
Düzbağ (B) 6.070
Boylu 428
Bölükdamlar 28
Emiruşağı 106
Soğukpınar 1.245
Kale 805
Küçükcerit 1.735
Küçüküngüt 846
Oruçpınarı 851
Zeynepuşağı 110

İlçe merkezi ve köylerde yıllık ortalama nüfus artış hızı 9.44, nüfus yoğunluğu 71?dir. Son yıllarda bebek ölümlerinin azalması nedeniyle nüfus artış hızı artmış, ancak bu artış doğum kontrolü yöntemlerinin yaygınlaşmaya başlaması nedeniyle dengelenmiştir.



ÇAĞLIYANCERİT’E NEDEN GİTMELİSİNİZ?

1.Temiz ve yayla havasını koklamak ve doğal manzarasını seyretmek için. Çağlayancerit ilçesi gürül gürül akan soğuk su kaynakları ile bu su havzaları arasında yer alan ceviz ağaçları ile su ve cevizin yeşilinin birleştiği bir cennet görünümündedir.

2.Buz gibi soğuk sularından içmek için. Suları öyle soğuk ki parmağınızı 1 dakika suda tutamazsınız. Pınarlar ve su gözleri şeklinde yeryüzüne çıkmaktadır. Ayrıca akarsu olarak da çağlayıp akmaktadır. Her gittiğiniz yerde bir pınara rastlarsınız.

3.Sakin ortamı ile kafa dinlemek için.Kuşlar cıvıl cıvıl öterken belki rüzgarın sesini ağaçlarda duyarsınız. Kışın yağan karı ile bambaşka bir ruh haline girersiniz. Issızlığın ötesine bir kuru bir yaprağın ayağınız altında çıkardığı sesle geçersiniz sonbaharda. Çiçeklerin büyülü gözlerine ilkbaharda bir sevgili gözüne bakar gibi bakar ve yüreğinizi hoplatan bir an yaşarsınız ilkbahrda. Yazın lezzetin doruklarında yaşayacağınız meyvelerinden yer ve doyumsuzluğun hissine burada ulaşırsınız.

4.Değirmenin Göz denilen subaşında piknik yapmak için.Burası büyük ceviz ağaçlarının gölgesinde buz gibi bir subaşı yeri olup, gurbetçi ve çevre insanının dinlenmeye ve eğlenmeye geldiği en önemeli turistik yerdir.Burada kurulu bulunan lokantalarda canlı alabalık, yemek ve kebap hizmetleri verilmektedir.Kesinlikle tavsiye ederiz.Bundan başka Dağşir denilen bir su gözümüz daha vardır. Burası da çok güzel bir yerdir.Ancak ulaşım sorunundan dolayı fazla rağbet görmemektedir. Ayrıca ilçe sınırları içerisinde çıkan Aksu Su Gözü de önemli meysire ve piknik alanlarındandır.

5.Av yapmak için. İlçenin Aksu çayında doğal alabalık yetişmekte olup avlanmak çoğuzaman yasaktır.Bıldırcın, keklik, veyk, kurt, tilki gibi av hayvanları vardır.

6.Ceviz (goz) yemek ve satın almak için. Büyük ceviz ağaçları ilçenin önemli tarım ürünlerinin başında gelir. Çağlayancerit ilçesi coğrafik olarak sahip olduğu konum itibariyle ceviz bölgesidir. Adeta ilçe cevizi için yaratılmış tüm şartlara sahiptir denilebilir. Bu da ilçe cevizlerinin kalite verim bakımından üstün özelliklere sahip olmasına neden olmuştur.

7.Tarihi ören yerlerini gezmek görmek ve define aramak için. Çağlıyancerit ilçesi çok eski bir tarihe sahip olduğundan çeşitli tarihi ve ören yerleri vardır. Bu alanlarda zaman zaman define bulgularına rastlanmaktadır. Nitekim bu konuda yapılan kaçak kazılarda tarihi eserler bulunmuştur.İlçe genlinde Hitit, Roma ve Bizans dönemine ait tarihi eserlere rastlanmaktadır

8.Keziban Hatun Mescidi’ni görmek için. Caminin 1812 yılında Kezban Hatun adında bir kadın tarafından yaptırıldığı biliniyor. Caminin hemen yanında bulunan pınarda da geceleri balıkların göründüğü rivayet ediliyor.

9.Sıcak, konuk sever, fedakar, yoksul ama gönlü zengin, hoş sohbet, neşeli, bir kenarda kalmış, gözden uzak bir yerde kendi halinde, barışçı, geleneklerine bağlı, sevecen halkıyla dertleşmek, belki de bu güzel insanları zengin, bilgili, daha müreffeh kılmak için bilgilendirmek, yol yordam öğretmek, ürettiklerini somut bir şekilde değerlendirmelerini sağlamak için girişimlerde bulunmak için.

10.Üzümünden, elmasına, böğürtleninden, kaysısına, kirazından vişnesine, armututundan daha bin bir çeşit meyvesini tatmak için, Çağlıyancerit’i ziyaret etmelisiniz.




Kezban Hatun (Pınarbaşı Camii)

Çağlayancerit Kezban Hatun Camii'nin ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak Kahramanmaraş'ta bulunan Ulucami ile banzerlik göstermektedir.Ulu Cami’yi kitabesinden öğrenildiğine göre; Dulkadiroğulları’ndan Süleyman oğlu Alâ Üd-Devle Bey 1496 yılında yaptırmıştır. Caminin birebir bir çok benzeriği karşısında Kezban Hatun Camininde Dulkadiroğulları zamanında yapıldığı söylenebilir. Yada bu camiye öykünülmüştür.Kezban Hatun caminin 1812 de yapıldığı söylensede bu doğru değildir. Dç.Dr.Sait ÖZTÜRK tarafından yapılan araştırmada camiye 1812 yılında Padişah tarafından Hacı Osman İsimli bir imam atandığı belirtilmektedir.
Başlangıçta küçük ve basit bir yapı olduğu biliniyor. Duvarlarının taştan yapıldığı ve sıvalı olduğu bilinmektedir.Şimdiki halinin yarısı büyüklüğünde olduğu ve kayalar üzerine yapıldığı görülmektedir. Batı duvarı tamamen dağa yaslanmakta olup yaklaşık 4 m yüksekliğindedir. Üzeri mertek diye tabir ettiğimiz yaklaşık 3 m boyunda ağaçlarla döşenmiş olup, merteklerin üzeri tahta kaplanmış ve damı topraktı. Ağaçların caminin kendi yerinden veya en azından çok yakın bir yerlerden getirildiği bilinmektedir. 1950 lili yıllarda caminin kıble tarafı yontma taşlarla yapılarak bir misli büyütülmüştür. Yaşlıların anlattığına göre caminin ağaçları öksüzdağı eteklerinden imece usulü ile getirilmiş ve işlenerek döşenmiştir. Mertekler süslü ve boyalıdır. 1980 li yıllarda çatı yapılmıştır.06.09.1967 de minaresi yapılmıştır.Cami yaptırma derneği başkanı Nazmi Tükel sabah namazı vaktinde gizlice seslenerek "hadi cami için ağaç kesmeye" çağrısıyla herkes bir yerde toplanıp camiye yardıma koşmuşlardır. Bu sesin kime ait olduğu kimse tarafından bilinmemekteydi. Caminin kıble tarafı yontma taşlarla örülmüş olup dükkanlar da 1950 li yıllarda yapılmıştır. Böylece caminin eskiye dair bir mihrabı ve kantarmaları kalmış diyebiliriz.Yeni Mihrabı 1970 li yıllarada yapılmış olup eski orjinal mihrap yerinde duruyor. Camini altında dükkanlar var. Dükkanlar caminin yarısından az bir alan kaplarken dükkanlardan kalan kısım kayalıktır. Doğu kısmından düz bir şekilde camiye girilmektedir. Cami kayalar üzerine oturtulmuştur. Camiye kıble tarafından uzun bir merdivenle çıkılmaktadır. Caminin kıblesinde bir pınar vardır. Bu pınarın suyu caminin altıdaki kaylıklardan çıkmaktadır. Bu pınar yıllarca Çağlayanceritlinin içme su ihtiyacını karşılayan tek kaynaktı.Şebeke suyu yokken ilçenin kadınları ellerinde kovalarla gelir ve bu pınardan su doldurulardı. Çamaşırlarını da çevirme denilen ve herkesin ortak kullandığı bu pınarın suyunun aktağı yerde yıkarlardı. Hayvanlarını da bu suda sularlardı. Tarla ve bahçelerini de bu su ile sulamışlardır ve hala sulamaktadırlar. Önemli bir su kaynağıdır. Bu pınarda geceleri balıklar çıkmaktadır. Bu balıların bu pınardan çıkması acaba bu pınarın altında nehirmi var düşüncesini akla getirmektedir. Kimileride bu balıkları kutsal addetmektedir. Şimdilerde bu pınarın orjinalliği ve doğallığı bozulmuştur.

Kezban Hatun denilen kadının kim olduğu bilinmemektedir. Kezban Hatun olarak anılan kadının bu camiyi onardığı sanılmaktadır. Camiye bu isim daha çok yakınlarda konmuştur. Daha önce Pınarbaşı Camii olarak anılırdı. Bir efsane olarak yaşayan bu kadının bu caminin tabanına bir küp altın koyduğu efsanseside anlatılmaktadır. Bu efsane olsa olsa bu kadının bu cami için bir küp altın harcadığı olabilir.

Araştırma resim ve yazan Mehmet Bahçe

Hiç yorum yok: