ÇAĞLAYANCERİT CEVİZİ DÜNYADA 1 NUMARA
-----------

19.08.2010

KOCALI OLUK


                                                      KOCALI OLUK

İlçenin kuzeyinde Engizek dağının yarı eteğinde ve ilçeye 7 km uzaklıkta bulunan; Ali kocalar Mahallesi'nin 2 km doğusunda yer alan kocalı oluk bir fenomen (algılanabilir) ve bir efsane (söylence) olarak yaşamaktadır.

Söylencelerde anlatılan olaylar bazen gerçeküstü olabilir; ama çoğunlukla gerçek olaylara ve gerçekten yaşamış kişilere dayanır.

İnsanlar; yaşadığı coğrafyaya ait önemli gördükleri kişileri, nesneleri ve mekânları kutsallaştırırlar ve sırrını çözemedikleri konuları çeşitli biçimlerde yorumlarlar. Bunlara, yaşanmış bazı olayları da katıp nesilden nesile aktarırlar. Kutsallaştırma, yorumlama ve aktarmaların pek çoğu sözlü olarak yayılır. Bu, sonuçta bir sözlü kültür oluşturur. Efsaneler, insan ile insanı, insan ile coğrafyayı, insan ile diğer varlıkları, insan ile maneviyatı bir birine gönül bağı ile bağlayan unsurlardır.

Bir çok yanı efsaneye dayanan ve halk tarafından ziyaret kabul edilen Kocalı Oluk aslında daha çok şifalı bir suyun yada diğer sulardan farklı bir tadı olan bir suyun bulunduğu yerin adıdır. Şifalı olup olmadığını kesin olarak bilmediğimiz bu su hakkında birçok söylence var. Bazı kişilerce  bu suyun tahlilinin yapıldığı ve suyun şifalı olduğunun belirtildiği söyleniyor. Biz bunları yöre halkını dinleyerek şifai (sözlü) bir kültür unsuru olarak derledik.


İşte Kocalı Oluk’un hikayesi:
Oluk küçük bir pınar olup; suyun  toplu biçimde akmasını sağlayan üstü açık ağaçtan yapılan  boru veya teknenin pınarın önüne konulması ve yine ağaçtan oyma büyük ağaç teknelerin uç uca eklenerek suyun önüne konması ve su ile dolan bu teknelerden hayvanların su içmesinin sağlanmasıdır. İşte bundan dolayı bu tür pınarlara oluk denir. Genelde bu kategoriye giren Kocalı Oluk, kendine özgü özelliği ile diğer oluklardan farklılık göstermektedir.

İsminden de anlaşılacağı gibi koca ve oluk kelimelerinden oluşan bu pınar bu adı; bir rivayete göre önünde kocaman büyük olukların olmasından, diğer bir söylenceye göre ise bu oluğa yakın evlerde oturanların şahit olduğu ve hayalini gördüklerini söyledikleri ak sakallı bir kocadan dolayı bu adı aldığıdır. Daha çok ikinci rivayetin öne çıktığı görülmektedir.


Söylenceye göre:

Pınara yakın oturan bir kadının bu pınarda çamaşır yıkaması sonrasında gözüne bir ak sakallı pirin gözüktüğü ve bir daha bu pınarda çamaşır yıkamamasını söylediği anlatılır.

Başka bir kadın topluluğunun buradan geçerken, bu gruptan su içen bir kadının suyun tadının acı olmasından dolayı suya  kötü söz söylediği (sövdüğü) için kadının oracıkta ağzının eğildiği ve bir daha konuşamadığı söylenir.

Bir başka söylencede ise, halkın kuraklık zamanlarda yağmur duası için bu suyun başında toplandıkları ve burada yiyip içtikten sonra topluca dua ettikleri ve hemen sonrasında yağmur yağdığıdır.

Pınarın üst tarafında bir düzlük olduğu ve bu düzlüğe cami dendiği ve burada ibadet edildiği bilinmektedir

Ayrıca burada çok büyük ulu bir kamalak ağacının olduğu, ağacın heybet ve azametinin burayı oldukça gizemli yaptığı ve bu ağaca zaman zaman çar çaput bağlanarak dilekte bulunulduğu biliniyor.(Dilek Ağacı) Ağaç öylesine büyükmüş ki uzunluğu 60-70 metre olduğu, çapının da  bir o oranda geniş olduğu söylenmektedir. Zaman gelir bu ulu kamalak (sedir ağacı) kurur. Kuruyan bu ağacın kesilmesine karar verilir. Altı yiğit delikanlı baltalarını alır ve ağacı kesmeye başlarlar. Ağacın yarıdan fazla çapı kesilip ağaç yıkılmaya başlarken ağaçtan kan kırmızı bir sıvı; hayvan kesilirken boşalan kan gibi fışkırmaya başlar. Bunu gören halk korkar ve olukta su içen hayvanlarını alarak oradan hızla uzaklaşırlar. Birkaç gün sonra ağacı kesen altı kişinin bir bir öldükleri söylenir.

 Son yıllarda yol yapımı nedeniyle kocalı oluk kazılmak istenir. Ama her defasında kepçede bir arıza olur ve istenilen kazma çalışmaları yapılamaz.Gizli bir güç buna sanki müsaade etmez.

Halk tarafından ziyaret kabul edilen Kocalı Oluk ve suyu gizemini hala korumaktadır.


İki metre arayla biri acı ve biri tatlı su olan Kocalı Oluk etrafı Kamalak ve Ardıç ağaçları ile çevrilidir. Bu acı ve tatlı su birleşerek önünde yapılan bir havuza (göl) akmakta ve insanlar bu su ile bahçelerini ve hayvanlarını sulamaktadırlar.

Kocalı Oluk suyu aktığı zemini ve taşları bakır rengine boyamaktadır. Zaman zaman da suyun kırmızı renkte aktığı söylenmektedir. İçtiğinizde ağzınızda metal/bakır tadı bırakmaktadır. Halk tarafından şifalı su olarak içilmektedir.

Kocalı Oluk’a zaman zaman şehir dışından ziyaretçilerin de geldiği söylenmektedir. Araştırma ve tanıtım isteyen bu yer için şimdiye kadar herhangi bir girişimden söz etmek zor.
En azından bu suyun tahlil ettirilerek gerçekten sağlık için faydası (şifalı) olup olmadığı kesinlik kazanır ve bu duyurulursa ilçe için turizm açısından bir açılım yapılmış olur.


“Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.” Ata sözünce, bu kadar söylencenin gerçekle bir bağı olabileceği göz ardı edilmemelidir.


MEHMET BAHÇE
     Mali Müşavir

Aşık Ali Ataş'ın Notu
O tarihlerde biçmolukta ikamet eden vırıt Ali isimli bir kişi ölür. Ölenin Yasına gitmek Cerit halkında bir gelenektir. Birçok kadın bir araya gelerek biçmoluğa vırıt Ali’nin yasına giderler. Yastan döndüklerinde yolları kocalı oluk’a uğrar. Kadınlar su içmek için sıraya girer. Bir yudum alan sessizce geri çekilir. En son su içme sırası başka bir kadına geldiğinde kadın bir yudum su içer geriye çekilir böylede suy mu olurmuş deyip suya küfreder. Kadın oluğu atlayamaz oracıkta kıvrılı kalır. Ağzı eğrilir. Arkadaşları şaşırır ne oldu sana diyerek başına toplanırlar. Kadın daha konuşamaz arkadaşları kendi aralarında nöbetleşerek kadını evine kadar sırtlarında taşırlar. Kadın eve getirilir amma ne yazık ki felç olur konuşamaz konuşmaları işaretlerle anlamaya anlatmaya çalışsa da olmaz velhasıl felç hastalığını 7 yıl çeker daha sonra vefat eder. Bu olay her tarafa duyulur. Günümüzde bile bu olayı bilenler kocalı oluk’a giderken bir birlerin tembih ederler sakın ola su hakkında tek kötü kelime etmeyin derler.

Hiç yorum yok: